2020, Cilt 36, Sayı 5, Sayfa(lar) 041-049
SARS CoV-2'nin moleküler ve epidemiyolojik yönleri
Emre Özan1, Cüneyt Tamer2, Bahadır Müftüoğlu1
1Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi Laboratuvar Hayvanları Anabilim Dalı, Atakum, Samsun, Türkiye
2Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı, Atakum, Samsun, Türkiye
Anahtar Sözcükler: Coronavirus, COVID-19, moleküler epidemiyoloji, SARS CoV-2
Görüntülenme Sayısı:2151 - İndirilme Sayısı: 750

İnsanoğlu, tarih boyunca çeşitli mikroorganizmalar tarafından meydana getirilen enfeksiyonlardan muzdarip olmuş ve maalesef olmaya devam etmektedir. Bu enfeksiyonlardan bazıları sınırlı bir bölge de hastalıklar meydana getirirken, bazıları ise ciddi epidemilere hatta dünyayı etkisi altına alan pandemilere neden olmuştur. Son olarak Coronaviridae ailesinin üyesi olan ve Severe Acute Respiratory Syndrome coronavirus 2 (SARS CoV-2) olarak adlandırılan viral etken tarafından meydana getirilen pandemi, halk sağlığı açısından önemli salgınlardan biri olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır. Hastalığın ilk bildirimi 2019 yılının Aralık ayında Çin?in Wuhan şehrinden yapılmış olmasına rağmen kısa bir süre de birçok ülke de hastalık görülmeye başlanmış ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından pandemi seviyesine ulaştığı bildirilmiştir. Günümüzde, hastalık henüz kontrol altına alınamamakla birlikte yaklaşık 19 milyon insanın hastalığa yakalandığı bilinmektedir. Ayrıca hastalığın, özellikle ileri yaşlı ve/veya kronik hastalığa sahip farklı yaş gruplarındaki insanlarda ölümlere neden olması, salgının ciddiyetini ortaya koymaktadır. Birçok ülke tarafından SARS CoV-2?nin moleküler ve epidemiyolojik özellikleri hakkında bilgi birikimimizin arttırılması, hastalıkla mücadele de kritik öneme sahip olan aşı ve antiviral ajanların geliştirilmesi için çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmaların bir sonucu olarak özellikle aşı geliştirme çalışmaların da umut verici haberler gelmeye başlamıştır. Ancak SARS CoV-2?nin moleküler yapısının daha iyi bilinmesi ve meydana gelmesi olası mutasyonların takip edilmesi, özellikle aşılama başarısı için kritik önem taşımaktadır.